8 Şubat 2013 Cuma

Bankaların alışkanlık haline getirdiği suçlar!

Güveni kötüye kullanma (emniyeti suiistimal), kişisel bilgilerin paylaşılması, mevduat ve katılım fonu sahiplerinin haklarını engelleme… Müşterisinden habersiz sigorta yapan bankalar bu suçları işliyor.


Bankalarla bir şekilde sürekli temas halindeyiz. Kredi alıyoruz, birikimlerimizi yatırıyoruz, hesap açtırıyoruz. En basitinden hesap açıldığı anda anne kızlık soyadı dahil tüm kimlik bilgileri, iletişim bilgileri ve hatta imza (güvenlik için imzalarınız taranarak ağa yükleniyor) banka tarafından kayıt altına alınıyor.

Bir kredi kuruluşu olan banka, bizzat sigorta şirketi olmadığı için sigortayı holding bünyesindeki sigorta şirketine yaptırıyor böylece kardeş şirket olan sigorta şirketi para kazanıyor. Banka böylelikle müşterisinin kişisel bilgilerini izinsiz olarak paylaşmış oluyor. Bu durum vatandaşta kimlik numarasının, ev adresinin, telefonun numaralarının hatta annesinin evlenmeden önceki soy isminin bankanın dahil olduğu şirketler topluluğunun hangi üyeleri arasında paylaşımda olduğu hatta bilgilerin daha nerelere verilmiş olabileceği endişesini yaratıyor. Pek çok işlemin artık çevrimiçi yapıldığı düşünülürse (e-devlet işlemleri) bu endişenin boyutu devasa olabiliyor.



NASIL YAPILIYOR?

Tüketiciden habersiz yapılan sigortalar ekseriyetle ferdi kaza ve hayat sigortaları oluyor.  Sigorta yapılıyor. Sigorta primi olarak mevduat hesabı, kredili mevduat hesabı, kredi kartı gibi vasıtalar kullanılarak vatandaştan cüzi meblağlar alınıyor. Örneğin 50 Liralık prim üçer dörder lira halinde tahsil edildiği için vatandaşın dikkatini çekmiyor. Hesap dökümlerini titizlikle inceleyen tüketici durumun farkına varabiliyor. Tüketici farkına varmadan sigortalar bu cüzi primlerle yıllarca yenilenerek devam edebiliyor.
Durumun farkına varan tüketici bankaya başvurduğunda bankaların izlediği yol genelde poliçeyi iptal etmek oluyor. Türkiye'deki tüketicilerin genel eğilimi düşük meblağları takip etmemek olduğu için tahsil edilmiş sigorta primleri şirketlerin yanına kar olarak kalıyor Türkiye'nin en büyük hukuk paylaşım alanı Türk Hukuk Sitesi'nde avukatların genel görüşü tüketicinin bu suçun peşinin bırakmaması yönünde. Avukatlara göre tüketicilerin sürekli zarara uğratılması alışkanlık haline getirilmiş ve bu durum siyasilerin vaatleriyle düzelmiyor. Hukukçulara göre her şey tüketicinin "bununla uğraşırım" demesiyle düzelecek. Tüketici zorlarsa bu ısrar silsilesi iktidara kadar ulaşacak, gereken düzenlemeler yapılacak. Tüketicinin şikayetiyle bu işlemi yapan kurumlara yüksek miktarda para cezası verilmesinin ve işlemi yapan görevlilere hapis ve adli para cezası verilmesinin yolu açılıyor. Tüketici şikayet etmezse kişisel bilgilerinin isteği dışında paylaşılması ve istemeden ödediği sigorta primleriyle kalıyor.

TÜKETİCİ KANUNUNA AYKIRI

Tüketici mevzuatı açısından değerlendirme yapılırsa habersiz yapılan sigorta sözleşmeleri geçersiz sayılıyor. Yasalara göre satıcı veya sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şart olarak kabul ediliyor. Taraflardan birinin tüketici olduğu sözleşmelerde yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı olmuyor. Eğer bir sözleşme şartı önceden hazırlanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriği etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul ediliyor.

Yazılı izin veya imzalanmış poliçe yoksa vatandaşın sigorta primlerini geri alma hakkı var. Ayrıca imzalanmış matbu poliçe söz konusu ise bu poliçede sigorta hükmünün olması yetmiyor, tüketiciye yük getiren bu hükmün koyu harfli ve 12 punto büyüklüğünde yazılmış olması gerekiyor. Eğer bu şartlar yoksa bankanın işlemi ayıplı hizmet sayılıyor ve tüketici prim iadesi için hakem heyetine müracaat edebiliyor. Yasal sınır altındaki meblağlar için verilen heyet kararları mahkeme hükmünde sayılıyor.*

*Tüketici hakem heyetine zorunlu başvuru sınırı 01.01.2013'den başlayarak 1.191,52 TL, Büyükşehir statüsünde bulunan illerde faaliyet gösteren il hakem heyetlerinin uyuşmazlıklara bakmakla görevli ve yetkili olmalarına ilişkin alt parasal sınır 01.01.2013'den başlayarak 3.110,58 TL'dir.

ELİNİ SALLAYAN "HUKUKA AYKIRILIĞA" ÇARPIYOR

Habersiz yapılan sigorta işleminin bir de Ceza Kanunu, Bankacılık Kanunu, Sigortacılık Kanunu ve diğer temel kanunlar ile ilgili olan kısmı var. Hukukçuların tüketicinin dikkatini çektikleri asıl noktalar bunlar. Tüketici ilgili mercilere gereken bildirim ve şikayetleri yaparsa işlemi yapan kurumlar ve görevlileri tahsil ettikleri sigorta primlerinin yüzlerce katını ceza olarak ödüyorlar ve haklarında hapis istemiyle ceza davası açılıyor.

BANKACILIK KANUNUNA AYKIRI

Bankacılık Kanunu'na göre mevduat ve katılım fonu sahiplerinin haklarını engelleyenler altı aydan iki yıla kadar hapis ve beş yüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Hem bankalara hem sigorta şirketlerine güveni ciddi ölçüde azaltan kişisel bilgilerin paylaşılması ise daha derin bir konu. Kanunda "İtibarın zedelenmesi, sırların açıklanması ve zimmet suçlarından dolayı ilgililerin dava hakkı ile 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri saklıdır" deniyor...
Aynı kanuna göre Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu da tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunması için bankaların uygulamalarını izlemek, denetlemek; tasarruf sahiplerinin haklarını tehlikeye sokacak ve zarar doğurabilecek her türlü işlem ve uygulamaları önlemek yükümlülük ve yetkisine sahip. Kurum, başta Bankacılık Kanunu olmak üzere ilgili diğer mevzuat hükümleri çerçevesinde düzenleyici işlem yapabiliyor ve özel nitelikli kararlar alabiliyor. Bu yetki ve sorumluluklara istinaden tüketici şikayetini BBDK'ya iletebilir.

SİGORTACILIK KANUNUNA AYKIRI

Sigortacılık Kanunu'nda ise idari para cezaları düzenlenmiş. Kanunun "iyiniyet" başlığı altındaki hükmü uyarıca kişilerin, sigorta şirketini seçme hakkının sınırlandırılamaz ve bir sözleşmede sigortanın belli bir şirkete yaptırılmasına ilişkin konulmuş şartlar hükümsüzdür. Bu hükme aykırı davranılması halinde yirmi bin lira idari para cezası veriliyor. Kanunda ayrıca öngörülmüş bir cezanın olmadığı hallerde Hazine Müsteşarlığı, Bakanlık ve Bakanlar Kurulu tarafından alınan kararlara aykırı davranışlarda bulunulması halinde de oniki bin lira idari para cezası uygulanıyor.
Hazine Müsteşarlığı 2010 yılında yapılan yaptığı sektör duyurusunda; bankaların müşterilerinden sigorta primi tahsil ettiklerini ancak bu sigortalara ilişkin müşterilerine bilgi vermediklerini ve yasalara aykırı bu uygulamayla ilgili tedbir alınması gerektiğini belirtmişti. Vatandaşın sigorta şikayetleri hakkında gereken tedbiri almayan bankaların genel müdürü, ilgili genel müdür yardımcısı, sigortacılık işlemlerinden sorumlu personelleri, ilgili şube müdürü ile Sigorta Şirketi yetkilileri hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulacağını bildirmişti. Hazine Müsteşarlığı'ndan kredi kuruluşları aracılığıyla yapılan sigorta işlemlerine ilişkin duyurusuna rağmen bankalar bu tarzda sigorta yapmaya devam ediyor.

CEZA KANUNUNA AYKIRI

Ceza mevzuatı açısından ise güvenin kötüye kullanılması ve kişisel verilerin hukuka aykırı olarak paylaşılması suçları öne çıkıyor.

NE YAPMALI?

Bankalarca adına habersiz sigorta yaptırılan tüketicinin kullanabileceği yasal yollarla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Avukat Cengiz Aladağ; tüketiciye yol haritası çizdi:
Sigorta talebiniz olmadığına emin olun:

- Bankaya bir dilekçe ile başvurun, bu sigortanın hangi gerekçe ile yapıldığını, sizin bir talebiniz olup olmadığını, hangi tarihte yapıldığını, kişisel bilgilerinizin sigorta şirketine hangi hakla verildiğini sorun; varsa buna ilişkin belgelerin ve sigorta poliçesinin onaylı suretini talep edin. Dilekçenin alındığına dair sizde kalacak suretine derkenar alın.

- Aynı şekilde sigorta şirketine bir dilekçe ile başvurun, bu sigortanın hangi gerekçe ile yapıldığını, sizin bir talebiniz olup olmadığını, hangi tarihte yapıldığını, sizinle ilgili bilgilerin nereden alındığını sorun; varsa buna ilişkin belgelerin ve sigorta poliçesinin onaylı suretini talep edin. Dilekçenin alındığına dair sizde kalacak suretine derkenar alın.

- Kesintilerin ilk yapıldığı tarihten itibaren hesap dökümlerinizi alın.

- Bankada primin kesildiği hesaptan fatura otomatik ödeme talimatınız var ise, sigorta kesintisi yapılan tarihlerde bu kesinti nedeniyle hesapta yeterli para olmadığı için ödemesi yapılmayan faturanız olup olmadığını kontrol edin.
Böylece sigorta yapılması konusunda bankaya ya da sigorta şirketine bir başvurunuz, imzaladığınız bir sözleşme ya da poliçe olmadığından emin olun.
Şikayet dilekçesi hazırlayın ve ilgili tüm mercilere başvurun:

- Konuyu özetleyip, belgelerin birer suretlerini ekleyerek Hazine Müsteşarlığı Sigorta Denetleme Kurulu Başkanlığı'na başvurun.

- Konuyu özetleyip, belgelerin birer suretlerini ekleyerek BDDK'ya başvurun.

- Hesabınızdaki paranın sizin talimatınız olmadan alındığını belirterek ve belgeleri de ekleyerek güveni kötüye kullanmak suçundan dolayı Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunun.

- Kişisel bilgilerinizin sizin onayınız olmadan banka tarafından sigorta şirketine verildiğini bildirerek ve elinizdeki belgeleri de ekleyerek, banka ve sigortanın yanıtında ve belgelerde adı geçen banka görevlileri, banka yanıt vermez ise işlemi kimin yaptığını bilmediğinizi belirterek ilgili banka görevlileri hakkında TCK 136 ve 137. maddelerine aykırılıktan Cumhuriyet Savcılığı'na ayrı bir şikayette bulunun.

- Tüketici Hakem Heyeti'ne başvurarak bankaca yapılan kesintilerin iadesini talep edin.
Tazminat talepleri:

- Kişisel bilgileriniz sizin izniniz olmadan paylaşılmış ve güveniniz kötüye kullanılmış ise (ceza soruşturması ve davası sonucuna göre) manevi tazminat talep edebilirsiniz.

Kaynak: Haber 7
- Yukarıda belirttiğim gibi, eğer bu kesinti nedeni ile hesapta yeterli para kalmadığından otomatik ödeme talimatınızla ödenmesi gerekip de ödenmeyen fatura varsa, ödemek zorunda kaldığınız gecikme zammı ve başkaca zararlarınızı talep edebilirsiniz.

İHMAL ETMEYİN

Şikayetin iletilebileceği diğer merciler ise Türkiye Sigorta Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği ve konuda etkin soruşturmalar yaptığı söylenen Türkiye Bankalar Birliği Etik Komisyonu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder